SANAT TANIMI TOPLULUĞU
Yeniçarşı Caddesi 9/2 34433 Beyoğlu / İstanbul Türkiye
0545 848 9682 sanattanimitoplulugustt@gmail.com
İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (bugün Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) Resim Bölümü’nü 1969 yılında bitiren Şükrü Aysan sanatçı oluşumunu 1970-1975 yılları arasında Fransa’nın Paris kentinde sürdürdü. Hemen 1970 yılından başlayarak, Paris’deki eğitimi sırasında, öncü sanat akımları olan Minimal Art, Arte Povera, Land Art, Body Art, Conceptual Art’la (Kavramsal Sanat) ilişki kurdu. 1972 de Kavramsal Sanat akımına bağlanabilecek ilk çalışmaları olan “Sistem” dizisini gerçekleştirmeye başladı ve aynı yıl (1972 de) Türkiye’ye, sayın Adnan Çoker’e, yukarda sözü edilen sanat akımlarıyla, özellikle Kavramsal Sanat’la ilgili Türkçe metinlerinden ve görsel belgelerden oluşan kapsamlı bir dosya gönderdi. Yurda dönüş ve Güzel Sanatlar Akademisi’nde göreve başlayış tarihi olan 1975 den bu yana ülkemiz sanat ortamında sanatçı, sanat eğitimcisi ve sanatsal etkinlik düzenleyicisi olarak, sözü edilen sanat akımlarıyla birlikte özellikle Kavramsal Sanat’ın tanınması, anlaşılması ve yaygınlaşması yönünde kitap, makale, sergi, topluluk ve diğer etkinlikleriyle sürekli çaba gösterdi.
Şükrü Aysan'ın 1976'da, DGSA Mimar Sinan Salonu'nda, gerçekleştirdiği "Sergi" başlıklı etkinliği Türkiye'de açılmış, uzama 'yerleştirme'yi de bilinçli olarak, uygulayan, ilk Kavramsal Sanat gösterisi olmuştur.
Öncü sanat yaklaşımını geliştirmesine Şükrü Aysan, 1977 Yılında, Akademi’de Kavramsal Sanat eğitimi verdiği öğrencilerini de katmıştır. İki yıl kadar sonra Sanat Tanımı Topluluğu adıyla anılmaya başlanacak olan bu özgün çalışma Kavramsal Sanat’ın ne olduğunu, giderek daha kapsayıcı bir biçimde, ortaya koyan, bir okul görevini de üstlenmiştir; Sanat Tanımı Topluluğu özgün çalışması geliştirilirken, Kavramsal Sanat’ın eğitimi de verilmiş olmaktadır. Alışıldık anlamda bir sanat grubu değildir Sanat Tanımı Topluluğu, kendisi, başından beri, özgün bir sanat olayı olmaya yöneliktir.
Şükrü Aysan’ın gerçekleştirdiği ilk Topluluk yerleştirmesi 10-29 Kasım 1978 tarihleri arasında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Galerisi uzamında yapıldı.
Aynı yerde 22 Mart-5 Nisan 1980 arasında
gerçekleştirilen “Sanat Tanımı
Topluluğu” etkinliğinde, ki bununla birlikte
Topluluk bu adla
çağrılmaya başlanmıştır, ortak bir yaklaşımla inceltilmiş
çalışmalar galeri uzamına
yerleştirilir.
Bu etkinlik tam anlamıyla bir
"Enstalasyon"dur. Ayrıca
bu çalışma bağlamında
Sanat
Olarak Betik başlıklı Sanatçı Betiği yayınlanmıştır
[bu formun ülkemizde önce İsmail Saray'ca (Leonardo) gerçekleştirilmiş olmasına
karşın ilk kez STT tarafından, adı koyularak, söz konusu edilmiş ve
değerlendirilmiştir].
Sanat olarak oluşturulmuş olan bu, kitap biçimindeki sanat
çalışması içinde Kavramsal Sanat üzerine metinler de (Şükrü Aysan’ın, Joseph Kosuth’un
metinleri gibi) bulunmaktadır.
Gene 1980 yılında
Bir Serginin Makrografisi
LWTLP1
betiği
gerçekleştirilmiştir.
1981 Yılında 5-10 Ocak tarihleri arasında,
Topluluk kendi
çalışma uzamında yaptığı bir
"yerleştirmeyle", oluşturduğu betikleri
(sanatçı kitaplarını) dünyanın
(Art & Language, Kosuth gibi)
bellibaşlı
sanatçılarının betikleriyle birlikte
Betiksanat başlıklı
enstalasyonunda
sunar ve aynı başlığı taşıyan betiğini oluşturur.
1982 de Sanat Tanımı Topluluğu Yeni Boyut dergisinin 1/5, Eylül 1982 tarihli sayısında yer alan sanatçı betiğini gerçekleştirdi.
Topluluk, 1983 Yılında,
4. İstanbul
Sanat Bayramı Yeni Eğilimler
Sergisi’nin Betiksanat bölümünü
oluşturmuş, Ekim 1984
de ise “Marcel Duchamp” çalışmasını
yayınlamıştır.
Sanat Tanımı Topluluğu,
çalışmaları ve etkinlikleriyle, böylece,
1987 yılından sonra
giderek çok daha ağırlık kazanan düşünsel
yönüyle iyice belirginleşerek öbür güncel
yaklaşımlardan farklı,
evrensel
bağlamda özgün bir çözümsel sanat
etkinliği olarak,
günümüze kadar
gelmiştir.1980 li yıllarda katılanlardan bazılarının ayrılmasından sonra
Şükrü Aysan Sanat Tanımı
Topluluğu özgün sanatsal yaklaşımının geliştirilmesini sürdürmüştür.
1984 Yılıyla 1987 yılı arasındaki üç yıl Şükrü Aysan aşağıda sıralanan etkinlikleri, kendi'nin ve STT'nin adıyla gerçekleştirdi.
1984 Yılında “Tentür” dizisinden çalışmalar,
1986 Yılında 18 Mart- 12 Nisan
tarihleri arasında, Maçka Sanat Galerisi’nde
düzenlenen “Urbi et Orbi”
başlıklı enstalasyon, (bu enstalasyonun içinde
1987-1992
Yılları arasında
Acta est Fabula, Oval
ve Circulus
dizisi çalışmalar gerçekleştirildi.
Şükrü Aysan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü’nde, 1975-1981 yılları arasında Adnan Çoker'le birlikte çalıştığı atölyede verdiği Kavramsal Sanat eğitiminin ardından, 1987-1991 yılları arasında, tek başına yönettiği Resim Atölyesi 1 de de Kavramsal Sanat eğitimi vermiştir. Bu eğitim bağlamında düşünsel ve kılgısal çalışmalarda Kavramsal Sanat’ın tümelliği, topluluksal ve birlikte gerçekleştirme yanı irdelenerek, bu dönemde, duyarlı kişi Leyla Dedeal'ın ve diğer arkadaşların katılımı ve çalışmalarıyla Sanat Tanımı Topluluğu’nun etkinliği üst düzeye çıkarılmıştır. STT oluşturulan sekizi aşkın uzamda çok sayıda sürekli izleyeni ve katılanıyla (bu toplam içinde yer alan kişiler Şükrü Aysan, Leyla Dedeal, Asuman Destecioğlu ve Bedriye Kaya dışında, zaman, zaman değişmektedir) Kavramsal Sanat olmak bakımından felsefi, bilimsel, mantıksal etkinliklerle inceltilmiştir; günümüzde de geliştirilmektedir. Sanat Tanımı Topluluğu etkinliklerini, oluşturduğu uzamlarda gerçekleştirdiği enstalasyonlar içinde, yürütmektedir. Gerçekleştirilen çalışma “bir Sanat Tanımı Topluluğu çalışması" olarak nitelenir. STT çalışmalarının sunumunda kişinin kişiselliği paranteze alınmıştır. 15-30 Ekim 1994 arasındaki sürede sunulan “Sanat Tanımı Topluluğu Çalışma” enstalasyonu da bu anlamdadır.
Şükrü Aysan tüm sanatsal etkinliğini Sanat Tanımı Topluluğu adı
altında yapılan kollektif sanatsal
çalışma bağlamında söz konusu etmektedir.
1972 den başlayarak geliştirilen
Sanat Tanımı Topluluğu’nun sürekliliği içinde, dünle bugün
arasındaki ayrım, başlangıç
düşünüsünün, hiç kesilmeksizin
sürdürülen alanlar arası
(Sanat, Felsefe, Bilim)
çalışmaların sanat olarak sunulması izleğinin, daha da belirginleştirilmesi anlamındadır.
Bugün,Topluluk
Kavramsal Sanat’ı gerçekten yapma noktasındadır.
Kavramsal Sanat
sanatın doğasını,
yapısını, Dünya’yı, Dil’i, dil ve
dünya ilişkilerini çözümlemeye yönelik bir
girişim olmak bakımından alanlar arası (Sanat, Felsefe,
Bilim) bir çalışmayı gerektirir. Ülkemizde Kavramsal
Sanat adı, halâ, Resim ve Heykel olmayan
sanat çalışmalarını belirtmek amacıyla
kullanılmaktadır. Oysa, bizim de kullandığımız
anlamda, Kavramsal Sanat veya, daha
ıralayıcı adıyla, Çözümsel
Sanat çok daha
belirli bir sanatsal yaklaşımın adıdır. Bu sanat nesne üretimini ve plastik
davranışı bütünüyle bırakmıştır. Bu anlamda, Sanat
Tanımı Topluluğu felsefe, bilim, mantık ve matematik
alanlarını içine alan alanlar arası bir
çalışmayı sanat olarak sunar;
ortaklaşa
bir çalışmayla gerçekleştirdiği belirli bir
uzama bağlı, betikler, görüntüler, sunumlar, metinler,
tartışmalar ve çeşitli nesneler ve
katılımcılar içeren yerleştirmelerini
sanat olmak bakımından gerçekleştirir. Başlangıcında
STT, bir Kavramsal Sanat grubu olmakla birlikte, ülkede
uluslararası öncü sanatın tanınması yolunda her
türlü yenilikçi çalışmayı hoş
karşılıyordu.
Ancak, bugün kendi Kavramsal Sanat çalışmasının
özgünlüğünü öbür
çalışmalardan titizlikle ayırmaktadır.
Sanat Tanımı Topluluğu kurulduğu yıllardan
bugüne ülkemiz sanat ortamını sürekli etkilemektedir.
Yukarda da belirttiğimiz gibi STT güncel sanat ortamını
besleyici bir kaynak oluşturur. Güncel sanat ortamında
tanınan sanatçıların büyük
çoğunluğu, şu ya da bu dönemde STT’nin
eğitiminden geçmişlerdir.
Sanatçı toplumda bilim adamının ve felsefecinin rolü gibi bir rol oynamalıdır. Hatta, Joseph Kosuth’a göre felsefecinin rolünü de sanatçı üstlenmektedir.
Sanat Tanımı Topluluğu’nun ortamını yerleştirdiği mekânlarla belirli sayıda katılımcı oluşturur. Haftanın belirli bir günü gerçekleştirilen sanat etkinliğine, önceden bildirilmesi ve yer bulunması koşuluyla isteyen herkes katılabilir.
STT çalışmalarını bir
üretim ve sonuçlarını da meta olarak görmemektedir.
STT Türkiye’deki sanat
kurumları ve sanat piyasasına göre “yeraltı (underground)” konumundadır. Var olan sanat
ortamıyla ilişkileriyse, bunun kaynağını
oluşturmasına karşın, kısıtlı bir
düzeydedir.
Sanat Tanımı Topluluğu,
Kavramsal Sanat’ın Art and Language, Kosuth,
Venet gibi sanatçılarca veya
gruplarca, 1970’li yılların başlarındaki
öncü ve devrimci anlamından hareketle kendisini yıllar boyunca, titizlikle geliştirmiştir. Bugün geldiği noktada STT
kendisinin,
evrensel bağlamda, Kavramsal Sanat nitelemesinin tanımını veren
özgün ve ileri bir sanat çalışması
olduğuna inanmaktadır. Topluluk uluslararası
tanınmışlık yönünde herhangi bir özel çaba
harcamamakta; sanatsal bir araya gelmenin sürekliliği
açısından bakıldığında bu kadar süre
yaşamış ve bugün de yaşamda olan başka bir
topluluğun yeryüzünde bulunmadığı
söylenmektedir.